İnstagram Pinterest Twitter VFSP - YouTube Facebook
Vize ve Final Soruları / Celal Bayar Üniversitesi / Karşılaştırmalı Kamu Yönetimi
0

  1. İnovasyon uygulamalarından bürokrasinin azaltılması çalışmalarını açıklayınız, örnek veriniz.
Avusturya: Avusturya Federal Finans Bakanlığı’nın Ocak 2012’de yayınladığı bir durum raporuna göre, işletmelerin bürokrasiden doğan maliyetlerini azaltmaya yönelik olarak 134 tedbir uygulamaya konmuştur; 37 ilave tedbir ise hazırlanma aşamasındadır; bu tedbirlerle toplamda 1,1 milyar avro’ya denk gelen %25 seviyesinde bir tasarrufun gerçekleştirilebileceği hesaplanmıştır. Bu tedbirlerin uygulamasını işletmecileri ve girişimcileri temsil eden Avusturya Ekonomi Odası takip etmektedir. 
Aşağıda bu kapsamda gerçekleştirilen iyi uygulamalardan örnekler verilmektedir.
  • 1 Ocak 2013’ten bu yana e-faturalama uygulamasının ve Federal Devlete elektronik faturalamanın başlatılması. 
  • Mayıs 2012’den itibaren işletme hizmet portalı “USP.gv.at”nin tüm işlemlerde uygulamaya konması. Böylece işletmeler idareyi bilgilendirme yükümlülüklerini, idari yüklerini azaltarak yerine getirebilmektedirler (örneğin, aynı bilgilerin tek bir imza prosedürüyle farklı kamu kurumlarına sunulabilmesi). 
  • İstatistiksel beyanların basitleştirilmesi Ar-Ge, karayolu taşımacılığı veya demiryolu taşımacılığı gibi alanlarda istatistiksel beyanlar daha basit bir prosedür izlenerek gönderilebilmektedir.
  1. Kamu politikasında müzakere yöntemlerinden müzakereci forumlar ve müzakereci anketleri karşılaştırınız.
1. Müzakereci forumlar
Fishkin tarafından geliştirilen müzakereci forum modelinde tartışmanın kapsamı, hem katılımcıların hem de organize edenlerin çalışmasına bağlıdır.  Katılımcıların tartışmalarının kapsamını, onların kültürel algı ve fikriyatları belirler. Bu müzakerede asıl amaç gündem oluşturmaktır. Böylece problemler ve alternatif çözüm seçenekleri elde edilebilir. Sert tartışmaların yaşandığı guruplarda, mümkün olan bütün alternatifleri ele alabilme imkânı olmadığı için her gurup kendi sorununu gündeme gelmesini ister ve çözüm için mücadele ederler. Katılımcıların, müzakerenin süreçlerine açık ve eşit şartlarda katılımı sağlanmalı, gerektiğinde sürecin yapısı ile ilgili sorular sorulmalı ve ilgili toplantılara katılımın sağlanması için imkân ve mekân sağlanmalıdır. Bu toplantılar önyargı ve duygusal duyarlılıklar sebebiyle her yerde söylenemeyen konuların tartışılmasına da imkân sağlamalıdır. Katılımcıların bilgileri, eylemleri ve düşünceleri üzerinde durulmalı ancak organizasyon ve koordinasyon problemleri sebebiyle bunların hepsinin gerçekleştirilmesi mümkün olmayabilir.
2. Müzakereci anketler
Yine Fishkin tarafından geliştirilen bu yöntem, kamu politikalarına halkın katılımını arttırmayı hedefler. Bu yöntemde rastgele vatandaşlar telefonla aranarak belirli bir kamu politikası hakkında kendileriyle mülakat yapılır. Bu kamu politikası konuları bir müzakereci anketin içeriğini oluşturur. Ankete katılanların bu konuyu tartışmak üzere bir hafta sonu şehir dışında, masrafları müzakereci tarafından karşılanan bir yerde toplanmaları istenir. Kendilerine gerekli bilgilendirme yapılır. Katılımcılar uzmanlarla, siyasilerle ve birbirleriyle görüşme fırsatı bulurlar ve en sonunda bir anket daha yapılır. Bu yöntemin kamu politikalarının muhtemel olumlu veya olumsuz etkileri ile ilgili ön test ve son test yapılarak bilgi edinme ve vatandaşların etkileşimleri üzerinde önemli ölçüde kontrol sağlanması avantajı vardır.
Fishkin, bu müzakerelerin genellikle katılımcıların düşünceleri üzerinde çok önemli etkileri olduğunu ileri sürer ve delil olarak da müzakereci anketlerin sonucunda enerji kullanımı politikası, Danimarka’da Euro’nun kabul edilmesi ve büyükşehir yönetimi gibi hususlarda da katılımcıların düşüncelerinde ciddi değişiklikler görüldüğünü belirtir
Ancak bu yöntemin bir müzakereci demokrasi biçimi olarak değerlendirilmemesi gerekir. Katılımcılar tartışmalar neticesinde bir mutabakata ya da kolektif bir tercihe ulaşmaya dönük bir çaba söz konusu değildir. Müzakereci anketleri hazırlayanlar, mutabakat talep edilmesinin, uyma davranışında bulunmak için katılımcılar üzerinde baskı oluşturabileceğinden ve bunun da bireysel tercihlerin oluşturulmasında sapmalara yol açabileceğinden endişe ederler.
  1. Kamu politikasında müzakere biçimlerini (sert pazarlık ve karşılıklı kazanım) karşılaştırınız.
1-Sert Pazarlık
Kamu politikası yapım alanında paydaşlar ve karar vericiler asla sona ermeyen bir süreç içinde eylemde bulunurlar. Bu süreç içinde birbirlerinin düşünüş ve davranışını etkilemeye çalışırlar. Özellikle siyasi gücün dağılımının dengeli olmadığı durumlarda, daha güçlü taraflar kendi amaçlarına ulaşmak için sert pazarlık yöntemine başvururlar. Birini “istediği şeyi, istediği zaman, istediği şekilde” yapmaya ikna etmek için çalışırken, sert pazarlıkçılar tehdit, blöf ve talepler ile karşı tarafın seçeneklerini azaltmaya çalışırlar. Sert pazarlıklarda karşı taraftan daha fazla siyasi güce sahip olmak da avantajlı bir durumdur.
Önce taraflar karşılıklı olarak abartılmış talepler öne sürerler. Sonra karşılıklı tavizler verilir. Ayrıca her bir taraf, sunduğu teklifin son teklif olduğu konusunda karşı tarafı ikna etmeye çalışır.
2-Karşılıklı Kazanım
Taraflar karşılıklı olarak avantajlı değiş-tokuşlar yapmayı amaçlarlar: bunun için seçmenler, önerilen hususlarda değişiklik yapılması ya da başka konularda destek sözü verilmesi gibi kazanımlar için oylarını teklif ederler. Böylece, tartışma ve pazarlık sürecinde istenen sonuçlar elde edilebilir; “karşılıklı kazanım” yaklaşımı, müzakere eden tarafların kendi çıkarlarını tatmin etmesinin yolunun, karşı tarafın en önemli çıkarlarını tatmin etmek için düşük maliyetli bir yöntem bulmak olduğunu savunur. Tüm tarafların çıkarlarına uygun paketler bulmak suretiyle kendi çıkarlarını geliştirmesini içermektedir.
  1. ABD’deki belediyeler ile Almanya’daki belediyeleri karşılaştırınız.
ABD
Belediyeler şehir, kasaba ve köylerde bulunan yerel yönetim birimidir. Bir il içinde ya da ilden bağımsız olabilir. Belediyelerin kendi yönetim ve vergi daireleri vardır. Belediyelerde genel olarak üç çeşit yönetim sistemi bulunmaktadır; 
1. Belediye Başkanı-Belediye Meclisi Sistemi: Bu sistemde seçimle işbaşına gelen belediye başkanı, yürütmenin başı olarak görev yapmakta, yine seçimle (beş ile yedi üyeden) meydana gelen konsey-meclis ise yasama organı olarak görev yapmaktadır. Halk tarafından seçimle işbaşına getirilmekte, büyük bütçeleri yönetmekte, diğer yöneticileri atayıp, konsey kararlarını veto yetkisine sahip olmaktadır.  
Zayıf başkan modelinde ise başkan, konsey-meclis toplantılarına katılmakla birlikte yetkisi çok az bulunmaktadır. Birçok belediyede konsey üyeliği zarı zamanlı (part-time) bir görev olarak yürütülmektedir.
2. Konsey-Meclis Sistemi: Bu sistem, sayısı üç ile beş arasında değişen ve halk tarafından seçilen konseyden oluşmaktadır. Konsey hem yasama hem de yürütme görevini birlikte yürütür. Belediyelerin % 5’inden daha azında bu sistem uygulanmaktadır. Bazı belediyelerde konsey üyeleri sıra ile başkanlık görevini yürütürler ve başkana genellikle Belediye Başkanı denilir.
3. Kent Yöneticisi Sistemi: Bu sistemde yerel yönetim, seçimle gelen bir konsey tarafından seçilen profesyonel bir yönetici tarafından yönetilmektedir. Konsey, belediye bütçesini ve yerel yönetimle ilgili politikaları hazırlamakta, vergileri koymaktadır. Yönetici ise bu politikaları uygulamakta ve belediye işlerini yürütmektedir. Profesyonel yöneticinin belirli bir görev süresi bulunmamakta olup, kurul kendisinden memnun olduğu sürece görevine devam etmektedir. Bu sistemde, kent yöneticisi ile birlikte konsey üyesi olan bir belediye başkanı da bulunmaktadır. Belediye başkanı, konsey tarafından seçilebildiği gibi halk tarafından da seçilebilmektedir. Bununla birlikte belediye başkanı, yürütme ile ilgili işlevleri yerine getirmemektedir.
      ALMANYA 
      Almanya’da belediyeler (gemeinden), organizasyon ve büyüklüklerine göre farklılıklar göstermektedir. Bütün eyaletlerde büyük kentler, ilçeye bağlı olmayan belediye- bağımsız kent (kent-ilçe) olarak adlandırılırlar. 
Genellikle yerel yerleşim birimlerine belli bir büyüklüğe ulaşınca ve yerleşim biçimi, kültürel, ekonomik ve toplumsal yapı özellikleri açısından kentsel özellikler kazanmaları durumunda veya tarihsel olarak kazanılmış haklar nedeniyle, kent adı verilmektedir
Bu bakımdan belediyeler, ilçe sistemi içindeki belediyeler (kreisangehörige gemeinden) ve ilçe sistemi dışındaki belediyeler (kreisfreie gemeinden) olmak üzere ikiye ayrılır. 
İlçeye bağlı belediyeler, mali ve yönetsel açıdan güçsüz olup, görevlerinin bir bölümünü ilçeye devretmektedir. 
İlçeye bağlı olmayan belediyeler ise; mali ve yönetsel açıdan güçlü, ilçenin desteğine gereksinim duymadan birçok hizmeti yerine getirir. Birinci gruptaki belediyeler genelde nüfusu 10.000’i aşan kent statüsündeki yerleşim birimleri, ikinci gruptaki belediyeler ise nüfusu 100.000’in üzerinde olan belediyelerdir. 
Bunların dışında, nüfusu 5.000’in altındaki küçük belediyeler ile belediyelerden bazılarının toplam nüfusu 8.000-10.000 olacak biçimde oluşturduğu belediye birlikleri bulunur. 

  1. ABD’deki yerel yönetim türlerinden okul bölgelerini açıklayınız.
Okul Bölgeleri (School Districts) Halk tarafından seçilen okul idare kurulu veya mütevelli heyeti ile kurulur. Bu kurullar bütçe oluşturur, politikalar belirler ve okulları yöneten idarecileri görevlendirirler. Okul bölgeleri kent ve ilçe yönetimlerinden bağımsız ve ilk ve orta dereceli okullardan sorumludurlar.
  1. İngiltere ve Fransa’da merkez-yerel ilişkilerini karşılaştırınız.

İngiltere
Fransa
Merkez-
Yerel
Yönetim
İlişkisi
Modeli
*Adem-i merkeziyetçi.
*Anayasal güvence yok.
*Merkezle yerel arasında otorite çekişmesi var.
*Yerel yönetimler seçimle gelmekte. *Doğrudan seçimle gelen belediye başkanı uygulaması yaygın değil. *Yerel yönetim organları bağımsız. *Bölge yönetimleri yerel yönetim sayılmıyor.
*Merkeziyetçi fakat adem-i merkeziyetçilik yolunda ilerlemekte. *Anayasal güvence var.
*Merkezle yerel arasında otorite çekişmesi var.
*Yerel yönetimler seçimle gelmekte. *Belediye başkanları doğrudan seçimle gelmemekte.
*Yerel yönetim organları bağımsız. *Bölge yönetimlerinin anayasal güvencesi var.
Görev
Ve 
Yetki Paylaşımı
*Ağırlıklı olarak adem-i merkeziyetçi fakat ülkede farklı uygulamalar var. *Yasa ile verilen görevlerin dışına çıkılmaz.
*Görevlerin büyük bir kısmı diğer kurumlara devredilmiş (özerk/yarı özerk, kamu yararı şirketleri, özel şirketler vb).
*Yerel yönetimlere genel yetki verilmiş.
*Yasaların dışına çıkma (deneme yetkisi) var.
*Görevleri genel olarak yerel yönetimler yerine getirir.
Gelir
Paylaşımı
*Yerel yönetimlerin devlet harcamaları içindeki payı % 24’dür.
*Merkezi yönetim yardımları % 70 civarında.
*Merkezin özel amaçlı aktarımları artırarak denetleme isteği var.
*Yerel yönetimlerin toplam harcama içindeki payları yüksek.
*Yerel yönetim harcamalarının GSYİH’ye oranı %11 dir.
*Merkezi yönetim yardımları %50 civarında.
*Anayasada eşit yetki devri eşit mali kaynak ilkesi var.
*Yerel yönetimlerin toplam harcama içindeki payları düşük.
Denetim-
İdari
Vesayet
*Siyasal denetim (parlamento) var. *Yasallık denetimi var.
*Yerel Yönetimler Ombudsmanı var (bağımsız).
*Valinin hukuki denetimi ve manevi etkisi var.
*Yerel sayıştayın bütçe denetimi var.
Bilgi Mahiyetinde
Yerel yönetimlerin her zaman önem sahibi olduğu İngiltere bu özelliğini kaybettiği yönünde eleştiriler almaktadır. Anayasal güvence olmaması merkez-yerel yönetim ilişkilerinde ve yerel yönetim yapılanmasında farklı hükümetler döneminde farklı uygulamalar görülmesine neden olmuştur. 
Buna karşın Fransa’da 1982 yılından buyana adem-i merkeziyetçi uygulamalar ön plandadır. Anayasal güvence sahibi yerel yönetimlerin daha bağımsız olmaları için düzenlemeler yapılmıştır. Fransa yerel yönetimleri yasalar dışına çıkabilirken İngiltere’de bu mümkün değildir. 
İngiltere’de bölgesel yönetimler merkezileşme olarak algılanırken Fransa’da bölgeselleşme, yerelleşme olarak algılanmaktadır. İngiltere’de il, ilçe, mahalle gibi küçük ölçekli yerel yönetimler geçmişten beri güçlü konumdayken yetkilerini bir üst yönetime devretmeleri merkezileşme olarak görülmektedir. 
Fransa’da ise bölgeselleşme, güçlü merkezi yönetimin yetkilerini bir alt düzeye devretmesidir. 
Bu açılardan bakıldığında Fransa yerellik konusunda daha ileride denilebilir. İngiltere’de yerel yönetimlerin gücünü sınırlayan en önemli etmenlerden biri özerk, yarı özerk veya kamu yararına hizmet veren özel kurumlardır. 
Fransa’da ise yerel yönetimler genel yetkilidir. Bununla birlikte İngiltere’de yerel yönetimler ve demokrasi daha gelişmişken Fransa bu konuda daha geridedir.


Celal Bayar Üniversitesi

Bu Sayfayı Arkadaşlarınla Paylaşmak İster misin ?
GERİ DÖN




İsim:*
E-Mail:
Güvenlik: *